02.jpgSinesteziyi Faydali Fenomen (ff) olarak adlandirirsak; ff’in gorulme sıklıgının gucune orani, sinestezinin faide katsayisini verecektir. (?) Şöyle ki, gecen hafta askim bilgisayara format attigi icin, Firefoxtaki StumbleUpon add-on’u silinmis. Tekrar yukleyince account icin kullanici adi ve sifre soruyor dogal olarak. Kullanici adimi biliyorum, ancak bir seneyi askindir – meşgul beyinler için uzun bir zaman – sifreye ihtiyacim olmadigi icin Stumble’in verdigi sifreyi ilk basta hatirlayamadim. Ama sonra sinestezim bana yardimci oldu :) Diyelim ki sifre “molimbo” olsun. Sifrenin sarimtirak bir renge sahip oldugu zaten aklimda. “L” ve “i” harflerinden dolayi sari olarak algiliyorum kelimeyi. Ama mavi-mor bir seyler de var sanki diye dusunuyorum icimden. Sonra aklimdan sari, mavi ve mor harfleri gecirince, sifre direkt gozumun onunde beliriyor. MOLiMBO!
Tugce Hanim basiniz göğe mi erdi sifreyi hatirlayinca? Hayir efendim gayet mail adresime sifreyi tekrardan yollatirabilirdim. Ama insan mutlu oluyor iste hala bunamadim diye. Evet ben bir deliyim, beynimin ici de renkli bir copluk gibi.

01.jpg

Empati’yi bitirdim sonunda. Son sayfaya kadar merakla okunan kitaplardan. Olasiliksiz’in yorumlarina da bakilirsa Adam Fawer surukleyicilik konusunda basarili. Yazimin bundan sonrasi bastan asagi spoiler benden soylemesi.

image019.jpg

Kitapta cok tekrarlanan bi cumle vardi. Birileri birilerini bogdugunda: Gozlerinin onunde siyah noktaciklar yanip sonmeye basladi. Nedense ben bu cumleye taktım. Her okudugumda nefessiz kalir gibi oluyorum. Bir de kitabin kapagindaki renk lekelerini, sinestezinin etkilerinden cok bu cumledeki noktaciklara benzetiyorum.
Beyin dalgalari konusunda bugune kadar ortaya atilmis teoriler ve Elijah ile Winter’in empatisinin bunlara baglanmasi basariliydi. Ozellikle sinesteziden bahsedilen her bolumu yutarak okudum. Kitabin en basinda bahsi gecen, Elijah’in yaptigi isi de yapmak isterdim dogrusu. Yuz ifadelerinden insan okumak. Ayrica etnik gruplasmalarin, liderligin ve ortama uyum saglama surecinin yayilan frekanslara baglanmasi da cok isabetliydi. Bir de beyin hucreleri arasinda birlestirme problemi, zihnin nerede olustugunun bilinmemesi gibi seyleri ogrenmek de heyecan vericiydi. Ayna noronlarin asiri gelismesi sonucu meydana gelen empati aciklamasi da ilgincti. Abartilmis sinestezim olsun istemezdim heralde. Ama empati gordugum yerde kesin kosarak kacicam bundan sonra. Empat diye bir sey gercekten var midir bilmiyorum, ama cidden korkutucuymus.

image025.jpg

Aslinda kitap cok da bekledigim gibi cikmadi. Ne bekliyordum bilmiyorum ki. Ilk basta daha bilimsel gerçeklerden bahsederken sonlara dogru biraz fazla Da Vinci Sifresi’ne benzemeye basladi. Papalar, kardinaller, hristiyanliga karsi cikanlar, Stevie’nin her turlu bilgiye iki tiklamayla ulasmasi vs.vs. Bir de kitaba bu kadar cok multi-dahi biraz fazla geldi. Zekadan bu kadar yogun bahsedilen bir kitapta daha zekice bir son beklerdim ozetle.
Yine de benim icin cok degerli bir kitap, cunku populer yayinlar arasinda sinesteziye bu kadar cok yer veren -Sinestezya’dan baska-bir yayin bildigim kadariyla yok. Olsa fena olmazdi tabi. Sıradaki kitap: Jeffrey Moore – Sinestezya :)

Daha cok sinestezi daha cok sinestezi!

88741.jpg

Elijah arkadaslarinin hicbirinin a’lari kirmizi, b’leri mor olarak gormedigini anladiginda sekiz yasindaydi. Onceleri farkli olmaktan nefret etmis, ama kisa zamanda renkli harflerin ona faydali animsatici ipuclari sagladigini ve hafizasini guclendirdigini kesfetmisti. Kulube uye olmanin getirdigi ayricaliklar.
Adam Fawer-Empati
Tum sinestetleri mutlu edecek cumlelerden sadece bir kac tanesi. Kitabin sonunu sabirsizlikla bekliyorum ama bitince uzulecegimden de eminim.


Sinestezinin ne oldugunu ogrendigimden beri (bknz. Renkli Algilamak) bir yandan ben de ayni seyleri yasadigima cok eminim; bir yandan da icten ice supheye dusuyordum: acaba bu sinestezi benim kucuklugumde yasadigim bir sey de, geriye kalan sadece hatirladiklarim mi diye…
*çoğunluğu solaktır, evet solagim
*sanıldığının aksine herhangi bir ruhsal ve beyinsel rahatsızlığa sahip değillerdir, umarim degilimdir:)
*çoğunluğunun hafızaları çok iyidir. (birlikte algılama yeteneğinden dolayı, herhangi bir durum veya obje normal insanlar için tek bir şeyi çağrıştırırken, onlara üç-beş şeyi birden çağrıştırır. bu da hafızalarının kuvvetli olmasını sağlar) kesinlikle hafizam kuvvetlidir
*yön duyguları çok zayıf olmakla birlikte (sağ-sol ayrımını bilememek vs) nesnelerin üç boyutlu yerleşimini çok rahat hatırlarlar. ayni yerde 10 kere kaybolurum ama mimar olabildim
*araştırmalara göre zeka seviyeleri (hepsinde olmasa da) çoğunda yüksektir ancak basit hesapları yapamama gibi bir anormallikleri vardır (sebebi yüksek ihtimalle şudur: basit bir konuda birden çok sinyal almaları konstantrasyonlarını bozar, işin içinden çıkmaları vakit alır. yani normal sartlarda basit olan bir sorun onlar için çetrefilli hale gelir.) aynen katiliyorum
*disleksi (okuma bozukluğu), otizm ve dikkat eksikliği normal toplumdan daha sık olarak, yüzde 15 oranında rastlanır. neyse ki bende bir tek dikkat eksikligi yapmis
*bilinmeyen bir nedenle homoseksüel tercihler sinesteziklerde sıktır (%10). yok boyle bir sey tabi ki
*yaşamışlık hissi (deja vu), olacak olayları önceden rüyalarında görme gibi “nadir deneyimleri” de sık yaşarlar. bu nedenle 6. hislerinin kuvvetli olduğunu beyan ederler. kesinlikle evet
*sinestezik olmakla migren arasında neden-sonuç ilişkisi tam olarak çözülememiş bir bağlantı da ortaya çıkmış. ama migrenin yarattığı hasardan dolayı mı algılama karışıklığı doğuyor, yoksa sinestezik haller mi migrene davetiye çıkarıyor bilinemiyor. (misal bir ses duyunca onun tadını hissetmek veya rengini görmek gibi üç beş koldan sinyal alma durumunun yarattığı kaos) evet migrenim var
*kalıtsal olduğuna dair ciddi iddialar vardır. buna en sağlam örnek de nabokov ailesi olarak gösterilir. aileden birilerinde vardir herhalde… Kaynak: EksiSozluk
Gerci okudugum tanimlara buyuk oranda uyuyorum ama yine de daha saglam bir kanit gerekliydi. Ben de o kaniti synesthete.org‘da buldum. Ingilizcesi olanlara tavsiye ederim. Sitede yapilan biraz uzunca diyebilecegim bir test sonucunda gercekten sinesteziye sahip olup olmadiginizi gosteren bir rapor aliyorsunuz. Iste testimin sonuclari:

Grapheme

Bu bir grapheme testi, yani sayilari hangi renklerde gordugunuzu belirleyen test. 1′in altindaki tum skorlar sinesteziniz oldugunu gosteriyor. 1. Testten gectim =)

Month Color Picker

Bu da aylarin renkleriyle ilgili olan test. Bunu da gectim…

Speed Test

Bu da hiz testi. Isaretlediginiz sayi ve renklere gore size bunlari tekrar soruyor. Ne kadar hizli ve dogru cevapladiginiza bakarak puan veriyor. Ben %95.16 dogru cevaplamisim baya da hizli cevaplamisim.

Weekday Color Picker

Ve son olarak haftanin gunlerine gore renk verme testi. Yine 1′in altindaki skorlarda sinestezi var demek oluyor. Bunu da gectigime gore ben tescilli bir Sinestetim! :)

5 Yesildir, yesil Carsambadir Carsamba erkektir, Sarisin bir kiz olan Persembeye asiktir. Ama ote yandan Persembenin de cilveli turuncu bir havasi vardir…
Bir tane de Daniel Tammet ‘ten: 25, Partiye davet etmek istediginiz cinsten, enerjik bir sayidir.
Daniel Tammet aslında matematiksel sinesteziye sahip, bir otistik savant. Daniel abi, üstün bir dil öğrenme yeteneği ve olağanüstü bir matematiksel hafıza ile donatılmış. Ben kendisine sinestezi araştırmalarım sırasında Wikipedia‘da rastladım. Daniel bey kardeş, biz sinesteziklere verilen sayıları renkli algılama yeteneğinin 10 üzeri bilmemkaç milyon oranında gelişmişine sahip. Zihnindeki sayıların 10.000′li basamaklara kadar olan her birinin ayrı renk, şekil, doku ve hisse sahip olduğunu anlatıyor. Ayrıca kendisi, herhangi bir matematiksel işlemin sonucunu hiçbir zihinsel zorlanma gerektirmeden kafasında tam olarak ‘görebiliyor’.
Mesela Daniel için 289 sayısı belirgin olarak çirkin, 333 çekici ve pi sayısı güzel bir sayı. Hatta pi sayısının suluboya tablosunu bile yapmış.
Dil yeteneğine de biraz değinmek gerekirse İngilizce, Fransızca, Fince, Almanca, İspanyolca dahil daha birçok dili bildiğini iddia ediyor. Ayrıca bir dili o kadar çabuk öğrenebiliyor ki, bunu kanıtlamak için bir haftada İzlanda dili öğrenmiş.
Daniel 2006 yılında, anılarını yazdığı ‘Born on a Blue Day (Mavi bir Günde Doğmak)’ in tanıtımını yapmak için Amerika Birleşik Devletleri’ne gitmiş. Tammet bir Çarşamba günü doğduğu için ve Çarşamba’yı mavi renkte algıladığı için (Halbuki bana göre Çarşamba yeşildir) kitabına bu ismi vermiş. Daniel Tammet’e sinesteziklerin aşmışı demekte sakınca görmüyorum ve hakkında araştırmalara devam ediyorum.

Bu arada ben açık sarı bir günde doğmuşum :)