Octopus Design tarafindan tasarlanmis bir batarya. Su, selale efekti yaratarak dikdortgen bir lavabonun icine dokuluyor. Ayrica LED tusuyla, suyun isikla renklendirilerek akmasini saglayabiliyorsunuz. Bunun disinda acma kapama tusu ve sicaklik ayarlama tuslari da var. Tasarim, gorunus olarak super. Yine de bana cok su harcanirmis gibi geldi. Bir de su miktari ayarlama tusu olsaymis iyi olurmus… Kaynak: Gizmodo, Octopus Design

image042.jpg

turkan saylan.jpgBugun 18 Mayis 2009, Cagdas Yasami Destekleme Dernegi Genel Baskani Sn. Prof.Dr.Turkan Saylan’i kaybettik. Bugunlerde “Beyaz Zambaklar Ulkesinde” adli bir kitap okuyorum. Yazari Grigoriy Petrov. Bu kitap Ataturk’un askeri okullarin mufredatinda yer almasini istedigi kitap olarak biliniyor. Tam da bugun, halkin egitimi konusunda kendini her kosulda ortaya koymus, Cumhuriyetimizin ve Ataturk ilkelerinin en onemli savunucularindan birini daha uzuntuyle ugurladigimiz saatlerde, kitaptaki su cumleleri okuyorum:
[…] sizler, benim hocalarim, aydinlatiyor ve aydinlaniyordunuz, ama yuzlerce ve binlerce kendini bilmez aydin, onlar halkin aydinlanmasi icin neler yapiyorlar? Etrafa zeka ve bilgi saciyorlar mi? Kendi halkini aydinlatiyorlar mi? Halkin egitimli ust tabakasi kendi alt tabakasindan nefret ediyor […]
[…] halk kitleleri kendi etraflarinda neler goruyorlar? nasil bir davranisla karsilasiyorlar? onlara kim nasil bir akil ve manevi egitim veriyor? […]
Turkan Saylan, halk aydinlari ordusunun basini cekiyordu. Cagdas yasami destekleme adina hayatini ortaya koyuyor, halk egitimi icin mucadele veriyordu. Ulkemize kazandirdiklari ile, hakki odenemez. Cok degerli bir hocamizi kaybettik, ancak ardinda biraktigi duzene sahip cikacak binlerce insan oldugunu bilmek, bize Ataturk ilkelerinin ve cagdas Turkiye’nin yilmaz savunucusu olmamiz icin guc veriyor. Hepimizin basi sagolsun.

Tripoli trafiginden bir gelenek: Eger cok ufak carpismalarda aractan inmeyecekseniz – ki genelde kimse inmez- , carpistiginiz aracin soforune el sallayip yolunuza oyle devam etmelisiniz.
Buna benzer bir olayi dun sabah servisle ise giderken yasadik. Bizim servis sag seritten makul bir hizla ilerlerken, emniyet seridini (cizgisini) ortalamis neredeyse durma hizinda seyreden bir arabayi teget gecti. Hatta pat diye bir ses duyduk, diger aracin aynasina carpmisiz.
Sonra ileride bizim servis ve carptigimiz araba ayni hizaya gelip tartismak icin cami actilar. Ilk cumleleri su oldu:
– Sabah hayr (gunaydin)
– Sabah nuur (sana da gunaydin)
Sonra da baya sinirli bir sekilde tartismaya basladilar. Yine de nezaketi elden birakmamalari cok hos degil mi? :)

Trafik1 Trafik 2

Bir seyler yazmak istiyorum ama her yazdigim kelimeden sonra ikimiz de hüngür hüngür aglariz diye korkuyorum. O yüzden mutlu birseyler yazmaliyim. Cünkü senin belki de bana ogrettigin en onemli sey, hayatim boyunca guclu ve her zaman mutlu olmam gerektigiydi. Bugun ikimiz Akdeniz’in iki ayri kiyisinda olsak da, gecen her gunum ve her yasimla birlikte sana daha cok yaklastigimi hissediyorum. “anneni daha sık animsiyorsan, hatta anliyorsan…”
En cok istedigim sey de, ileride senin gibi bir anne olabilmek… Cunku benim icin annelik sen demek. Cocuguma hayata karsi her zaman durusunu degistirmeden ve karakterinden ödün vermeden yasama fikrini asilayabilmek. Basina gelen her kotu olayin onun olgunlasmasini ve guclenmesini sagladigini gosterebilmek. Özgüvenin ne demek oldugunu ve bu güvenle neler basarilabilcegini anlatabilmek. En önemlisi, sonsuz sevginin ne demek oldugunu ögretebilmek.
Sen bana bunlari ogrettin, ben de her zaman gurur duydugun kucuk kizin olarak kalacagima, hayatimi elimden geldigince sana layik olarak yasamaya calisacagima soz veriyorum. Annem oldugun icin, melegim oldugun icin, her zaman ve her kosulda yanimda oldugun icin, tum fedakarliklarin icin sonsuz kere tesekkur ediyorum.
Birlikte nice saglikli ve mutlu gunler gecirmemiz dilegiyle, seni seviyorum.
Anneler günün kutlu olsun…