Sinesteziyi Faydali Fenomen (ff) olarak adlandirirsak; ff’in gorulme sıklıgının gucune orani, sinestezinin faide katsayisini verecektir. (?) Şöyle ki, gecen hafta askim bilgisayara format attigi icin, Firefoxtaki StumbleUpon add-on’u silinmis. Tekrar yukleyince account icin kullanici adi ve sifre soruyor dogal olarak. Kullanici adimi biliyorum, ancak bir seneyi askindir – meşgul beyinler için uzun bir zaman – sifreye ihtiyacim olmadigi icin Stumble’in verdigi sifreyi ilk basta hatirlayamadim. Ama sonra sinestezim bana yardimci oldu :) Diyelim ki sifre “molimbo” olsun. Sifrenin sarimtirak bir renge sahip oldugu zaten aklimda. “L” ve “i” harflerinden dolayi sari olarak algiliyorum kelimeyi. Ama mavi-mor bir seyler de var sanki diye dusunuyorum icimden. Sonra aklimdan sari, mavi ve mor harfleri gecirince, sifre direkt gozumun onunde beliriyor. MOLiMBO!
Tugce Hanim basiniz göğe mi erdi sifreyi hatirlayinca? Hayir efendim gayet mail adresime sifreyi tekrardan yollatirabilirdim. Ama insan mutlu oluyor iste hala bunamadim diye. Evet ben bir deliyim, beynimin ici de renkli bir copluk gibi.
Sabratha
Galiba yaz geldi gecti ve ben kacirdim. Mayis ayindayiz, Afrika’dayiz, hala yagmursuz firtinasiz gunumuz yok. Bugun cumaydi ve tabi ki burada taatildi, bugunden cok umutluydum ama bugun de soguktu :( Yine de gunesliydi, kahvaltıya misafirlerim vardı ve mevsimin ilk karpuzunu yediik :) Bir de yaninda cilek! Daha ne istiyim? Ben aslinda denize girmek istiyorum. Gecen sene 3 Mart’ta – evet 3 mart- deniz sezonunu acmistik Sabratha’da. Bu sene de Sabratha gunlerini istiyorum artiiik.
Sabratha Tripoli’nin batisinda muthis guzel bir kumsal. El degmememis denebilecek kadar sakin, turistik denemeyecek kadar yalniz kalmis bir sahil kasabasi. Belki burada biraz bahsedersem kesfedilir. Bu fotograf Sabratha’nin tek tesisi olan Hotel DarTelil’in odalarindan birinden cekildi.
Bunlar da kumsaldan. Fotograflarin bir kismi bana, bir kismi sevgili Metehan abiye (Atabek) ait. Butun gun makinalar elimizde fotograf cekip durduk. Tabi onun makinasi benimkini dover.
Ayrica Sabratha’nin bir de tarihi kenti var. Ustelik cok iyi korunuyor. Mozaikler yeni gibi. Deniz kenarında olmasına rağmen neredeyse hicbiri bozulmamis ve kaybolmamis.
Palmiyelerin uzerindeki hurmalar olgunlasip yenme kivamina yaklasinca ortaya boyle mukemmel turuncular, kirmizilar cikiyor.
Bunlar da Tunus’tan gelen bomba tatlilar. Bir lokmalik muthis tatlar. Derya Sabratha bulusmasi icin Tunus’tan gelirken getirmisti. Plajda guneslenirken afiyetle yedik.
Sabratha sakin bir tatil arayanlar icin iyi bir secenek olabilir. Sessiz, sakin, alabildigine buyuk bir sahil ve muthis bir deniz. Ancak gelmeyi dusunenler gece hayati filan beklemesin. Libya’nin herhangi bir yeri icin secenekler arasinda bu yok. Bu sene karpuz kabugu suya dustu mu bilmiyorum ama artik yaz gelsiiin! Sabratha yollari gozuksun :)
Havalimani Yolcu Trafigi
Direk aprona girip ucaga gidiyorsun. Bagajini ucagin altinda muavine veriyorsun. Ucakta bos buldugun koltuga oturuyorsun. Ucreti hostese verip bileti kestiriyorsun. Inecegin duraktan once dur butonuna basiyorsun. Tabi ucaklarin on caminda gidecegi yer yaziyor ona gore seciyorsun. Yine de bu ucak nereye gider diye soruyorsun, pilot yardimci oluyor.
Yeni havalimani yolcu trafik duzeni. Zamandan, mekandan her seyden tasarruf. Nostaljik biraz.
Istihdam Cozumleri
Bu hafta ofiste bir Libya klasigi yasandi. Once ofis girisindeki bekleme alanina bir kahve makinasi koyuldu. Makina birkac gun atil vaziyette bekledi. Arkasindan makinanin onune bir masa koyuldu, uzerine ortuler serildi. Bir ya da iki gun de oyle bekledikten sonra masanin uzerine bardaklar, kasiklar ve bir paket filtre kahve koyuldu, sandalye getirildi. Ve gecen sabah ise geldigimizde artik kahve makinamizin bir operatoru vardi.
Gorevi, kahve makinesindeki 5 tustan birine basarak, kahve talebinde bulunan sahisa diledigi kahveyi vermek. Gorevini de buyuk bir sevkle ve severek yapiyor. Coffee Machine Operator.
Burasi Libya Arap Halk Sosyalist Cemahiriyesi, burada istihdam sorunu yok!
Therme Vals / Peter Zumthor
Dunyanin en prestijli mimarlik odulu olarak kabul edilen Pritzker Prize, bu yil Peter Zumthor’un oldu. Bu vesileyle, ben de Peter Zumthor’un uzun zamandir aklimda olan olaganustu Therme Vals Spa merkezinin fotograflarini sizlerle paylasmak istiyorum. Gidebilirsem kendi fotograflarimi da paylasirim :)
Bina 1996 yilinda, Peter Zumthor tarafindan Isvicre Graubunden Kantonundaki termallerden birine, otel ve spa olarak yapilmis.
Mistik havasi; dag-tas-su konsepti, buharli havada ortaya cikan isik oyunlari gorulmeye deger. Eğer cennet varsa böyle bir yer olsa gerek.
Kaynak: Archdaily, Yapi.com.tr