2005 Yılı, sıkıcı bir kış günü. Ezgi’yle (kardeşim) evde oturmuş oflayıp pufluyoruz. Yarıyıl tatili, Cumartesi akşamı sanırım, ben 6.dönem projemi yeni teslim etmişim. Anneyle baba da evde yok, yapacak hiçbir şey yok, tek eğlencemiz yine internet.
Saat 9 sularında evin telefonu çalmaya başlıyor. Ben ayaklarımı sürüyerek gidip bunalmış bir ‘alo’ gönderiyorum karşı tarafa. Arayan inanılmaz tanıdık bir ses, ‘Tuse hanımla mı görüşüyorum?’ diye soruyor. Sesi bir yerden çıkaracağım ama bir türlü hatırlayamıyorum. Aklımdan birkaç saniyede bir sürü insan geçiyor ama hiçbiri değil. Karşıdaki ses ‘Tuse hanım ben Ahmet Portakal, PowerTurkten, Anında İste programından arıyorum’ deyince kendime geliyorum. Bu defa da ‘Nasıl yani?, Neden ben? Telefonumu nerden buldular?’ gibi sorular geçmeye başlıyor aklımdan. Yine ben birşey diyemeden Ahmet Portakal devam ediyor: ‘Bizden Nil Karaibrahimgil’in hede hödösünü (şimdi şarkıyı hatırlamıyorum) istemişsiniz ama onu biraz önce çaldığımız için biz size başka parça seçtik’ ?!?!!! Tam ‘ben sizi aramadım, parça filan da istemedim’ filan diyecek oluyorum ki içeriden Ezgi’nin tiz kahkahaları duyuluyor! ‘Ezgi! bittin sen’ diye düşünürken Ahmet Portakal son darbeyi vuruyor: ‘Şimdi canlı yayın için kayda geçiyorum lütfen Berksan’dan Unutamam adlı parçayı ister misiniz?’ Yine düşünceler…: ‘Berkcan mı? (evet Berkcan anlamıştım) parçanın adı neydi vs.vs.’.
Derken birden kayda geçiyoruz, Ahmet Portakal konuşmaya başlıyor: ‘Evet Tuse’yle birlikteyiz Tuse 22 yaşında, İstanbul’dan katılıyor vs.vs. bizden hangi parçayı istiyorsun Tuse?’ Ben: ‘Eee, ııı, şey… Berksan’dan Unutmam!’ İçeriden tekrar kahkahalar duyuluyor, Ezgi gülmekten yerlerde. Bense intikam planları yapıyorum, kimse duymamış olsun diye dualar ediyorum, 2-3 dakika sonra da PowerTurk’te Berksan’dan ‘Unutamam’ çalmaya başlıyor.
Böylece canım kardeşim sıkıcı kış akşamımızı kurtarmış oluyor :)