image026.jpg Bu tahterevalli-bank, Martin Nicolausson ve Tom Eriksson adinda Isvecli iki tasarimciya ait. Bank, parkta birbirini tanimayan iki yabancinin dialog kurabilmesi icin tasarlanmis. Tasarimci Martin abi nin notu: “Bu bankin islevsel olabilmesi icin isbirligi sart.” Tuse’nin notu: eger bankta oturmak istiyorsaniz parka yalniz gitmeyin.

Kaynak: It’s nice that > Martin Nicolausson

Bu yilin Ocak 19′unda Libya’da tam bir yilim doldu. Tabi ki arada cok Turkiye’ye gidip geldim ama yine de bu koca bir sene Libya’da nasil gecti yazmak istiyorum… Insan gittigi her yere alisir tabi ki ondan hic suphem yok, bu yeryuzunde gidip de fiziksel olarak uyum saglayamayacagimiz yer yoktur sanirim. Ama yine de 2 sene yasamayi planladiginiz ve daha once hakkinda fikri olmadiginiz bir yer icin, kafanizda binbir turlu sey kurabilirsiniz. Ozellikle de Libya lafini ilk duydugunuzda yaptiginiz ilk sey Google Earth acip Libya’nin yerine bakmaksa. (cahilligime verin)
Buraya gelmeden onceki paranoyalarimiz mesela: Acaba detarjan var midir? Ac kalir miyiz? Islak mendil, dezenfektan falan gotursek mi? Gitmeden aşı olsak mi? Deli gibi sicak midir? vs.vs…
Ucakla sehre yaklasirken dusunduklerimi hatirliyorum. Asagi yukari biraz once yazdiklarim. Bir de yeni bir ortama girecek olmanin, yeni insanlar taniyacak olmanin hem heyecani hem de garip gerginligi. Sarimtrak birseyler iste. Sonra ucak denizden sehrin uzerine geldiginde gordugum yemyesil duzluk geliyor aklima. Beklentilerimin tamamen disinda bir goruntu. Yemyesil bir col :)

Ucaktan inis, havaalanindaki islemler ve santiyeye varis. Bir suru insanla ayni anda tanismanin getirdigi sersemlik. Ayni zamanda Tripoli’nin temiz, fazla oksijenli havasi da carpmis olabilir. Her sey bekledigimin tersine. Col yerine yesillik, kirli hava yerine tertemiz hava, sicak yerine soguk.. Hem de ne soguk :)
Otele yerlestigimde biraz rahatlamistim. Bu arada Tripoli’nin aksam trafigine de tanik oldum, topu topu 5 bucuk milyon nufuslu bir ulkede nasil bu kadar trafik olabildigini hayretler icinde dusunurken hic trafik isigi olmadigini farkettim. Esimin uyarisiyla durum iyice netlesti: Eger hafifce baska arabaya carparsak korkma. Burada insanlar birbirine carpip, sonra selam verip geciyorlardi.

Sonra birbirinin ayni gunler basladi. Ayni derken, tabi ki sehri gezerek ve insanlara alismaya calisarak. Arap kulturune diger milletlerden daha yakin oldugumuzu dusundukce, Turk ya da Arap olmayan bir yabanci icin Libya’nin nasil bir kultur soku olacagini tahmin edebiliyorum. Ben bile insanlara, agir kanli davranislarina, kendimi uzayli gibi hissettiren bakislarina daha yeni yeni alisiyorum. Tamamen farkli bir dusunce yapisi var Libyalilarin. Diger Arap milletlerinden de farkli.

Bir de tabi Libya’nin kendine ozgu kurallarini ogrenmeye basladim. Bir Libya vatandasi, herhangi bir durumda, her kosulda bir yabanciya gore ustundur ve hakli konumdadir. Yani siz rahatsiz edildiginiz icin birine bagirmaya kalkarsaniz sonunuz vahim olabilir. Bunun disinda Lider’in adini soylememek, alkol bulundurmamak ve icmemek, ulke hakkinda kotu soz soylememek gibi seyler de var. Tabi iyi seyler de var: Ornegin bu ulkede agac kesmek yasak…

 

Tum bunlara ragmen Tripoli’ye cabuk alistim. Neredeyse her aksam otelden cikip etrafi gezmek de buna cok yardimci oldu. Osmanlilar’dan kalan tek yapi olan Osmanli carsisi (Resmi yukarida), onundeki Yesil Meydan, Bin Asur caddesi, Saraya derken baya bir Libyali oldum :) Bu gezmeler ve alisma turlari otelden, bizim icin tutulan site evlerine gecisimize kadar devam etti. Devami sonra…

Biz Turkiye’deyken Ihlamurlar Altinda diye bir dizi vardi. Ben seyretmezdim ama hayal meyal hatirliyorum. Basrol oyunculari da Tuba Buyukustunle Bulent Inal mis sonradan ogrendigime gore. Benim gibi magazin cahili olanlar icin basrol oyuncularinin fotograflari asagidadir.

 

Iste bu Ihlamurlar Altinda dizisi butun Arap ulkelerinde de Arapca dublajli olarak seyrediliyormus. Burada herkes hayrani dizinin. Turk oldugunuzu anlayinca cevirip direk diziyi soruyorlar, karakterleri soruyorlar, evli mi degil mi ogrenmek istiyorlar filan. Diziye bu kadar cok ilgi olunca, bir de dizi acikli olunca bir kutu mendil firmasi mendil kutularinin uzerine dizi karakterlerini basmaya karar vermis. Fikir cidden orjinal :) Dizi acikli ya, izlerken alacaksiniz elinize kutu mendili, hungur hungur aglayaraktan izleyeceksiniz hesabi…

 kutu mendill

Resimdeki kiyafetler de Libyali gelinle damadin geleneksel kiyafetleri. Herhalde yalnizca oyuncularin suratlarini yapistirmislar. Ben gorunce sok oldum o yuzden diyecek bir sey bulamiyorum. Tam koleksiyonluk parca olmus. Bunu yapan Libyali firmanin ellerine saglik. Bir ara Extra Ordinary Objects diye bir sergi vardi. Bu kutu mendil o sergide ilk bese girer bence. Bu arada unutmadan dizinin Libya’daki adi: Lamies.

kutu

Aslinda bu bir çöl canlisi yani bir kaktüs. Hatta bizim buradaki evimizin ilk cicegi. Insan çölde yasayinca ev cicekleri de boyle oluyor iste. Boyle karizmatik gorundugune bakmayin aslinda saksi icinde miniminnacik bisey. Ben birazcik fotosopta oynayip siyah fon yaptim sadece. Ama gerisi orjinaldir yani :) National Geographic’in garip deniz canlilari fotograflarina benzememis mi? Makro cekim yapmayi seviyorumm.

kaktus

Ne zamandır yemek tarifi vermemiştim, hazir yeni yemisken Figen’den aldığım diyet çikolata tarifini yazayım. Figen diyette oldugu icin, Turkiye tatillerinde de diyetisyen kontrolunden gectigi icin, cok orjinal yemek tarifleri var. Diyet sebze corbalari, metabolik denge sivilari falan filan. Ama malum iclerinde en cok bu cikolata tarifi cezbetti bizi. Tadi da bildigin cikolata :)
– 10 adet hurma
– 1 su bardağı ceviz
– Yarim çay bardağı kakao
– 1 çay kaşığı vanilya
– Yarim çay bardağı süt
Once hurmalari, cekirdeklerini cikardiktan sonra blender da iyice ezip pure haline getiriyoruz. (Gerci burda ezilmisi var…Burasi hurma cenneti oldugu icin biz hazir ezilmisini aliyoruz) Baska bi yerde cevizi ezip, hurmaya ekliyoruz. Daha sonra uzerine diger malzemeleri de ekleyip karistiryoruz. Karisimdan istedigimiz buyuklukte toplar halinde alip buzdolabinda donduruyoruz.

Tabi ki hurma da cok kalorili bir meyve, o yuzden dikkatli tuketmek gerek. Diyet cikolata diye porsiyonlari abartmamak gerek. Bizim gibi bi oturusta 4-5 top yememek gerek. Diyetisyen bunun aksam uzerleri, cikolata krizi tuttugu gunlerde yenmesini tavsiye etmis. Yani her gun!

Diyet Cikolata Topcuklari